Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Konya Karapınar'da esrarengiz çukurlar (obruklar)

Konya'nın Karapınar ilçesinde gece yarıları oluşan dev çukurlar korkutuyor. Obruk adı da verilen bu dev çukurlar metrelerce derinlikte! Karapınar bugünlerde korku dolu günler yaşıyor. Erozyonunun tüm topraklarını yuttuğu bu küçük ilçede şimdi de gece yarıları büyük gürültüyle oluşan dev obrukların korkusu yaşanıyor. En son oluşan dev çukur ise yerleşim birimine sadece 100 metre uzaklıkta! Konya'nın Karapınar İlçesi’nde yeni bir obruk (derin çukur) daha oluştu. İnoba Köyü’nde oluşan obrukla birlikte Karapınar’daki obruk sayısı 15'e yükseldi. Obruğun 25 metre çapında 35 metre derinliğinde olduğu belirlendi. Rüzgar erozyonunun başgösterdiği Karapınar’da dün yeni bir obruk daha oluştu. Karapınar’a 14 kilometre güney batıda olan İnoba Köyü’nde meydana gelen obruk oluşumunun yerleşim yerine yaklaşık 100 metre mesafade bulunması köylüleri tedirgin etti. Bir haftadır yer altından ses duyduklarını belirten çiftçiler “Sürekli göçme sesleri geliyordu. Biz deprem oluyor...

Doğru çalışan seçimi kriterleri

"İnsan Değerleri Enstitüsü"nün kurucusu, Amerikalı filozof, profesör ve yazar Tom Morris'in 'Eğer General Motors'u Aristo Yönetirse' isimli kitabında Visa kredi kartlarının kurucusu ve ilk yöneticisi Dee Hock'a atfen şu sözlere yer verir: 'Yanında çalışacak veya senin için görev alacak kişileri seçerken ilk olarak onların ahlak ına (integrity) önem ver. Ahlaklı olanları seç ve onları terfi ettir. İkinci olarak kişilerin motivasyon una bak, üçüncü olarak onların kapasite sine bak, dördüncü olarak onların anlama yeteneği ne bak, beşinci olarak ise onların bilgi lerine bak, altıncı ve sonuncu faktör olarak da onların deneyim lerine bak. Ahlak olmayınca motivasyon tehlikelidir, motivasyon olmadan kapasite yetersizdir, kapasite olmadan anlama kabiliyeti sınırlıdır, anlama kabiliyeti olmadan bilgi anlamsızdır, bilgi olmadan ise tecrübe kördür. Tecrübe o kadar önemli değildir, önemli olan ondan önce gelen niteliklerdir. Bir insanda bu niteli...

İzmir'e gidecekler için 100 tüyo

1- İstanbul’dan geldiyseniz, burada da karşı kavramı vardır. Şaşırmayın. 2- Boyoz‘un ne olduğunu hemen öğrenin ve evinize yakin bir boyozcu bulun. 3- İlk gördüğünüz kıza yiyecekmiş gibi bakmayın, zira çok var onlardan, alışın. 4- Bu şehirde -özellikle İstanbul’dan geldiyseniz- insanlar birine çarptıklarında özür diler, genelde sabahları ‘günaydın’, akşamları ‘iyi aksamlar’, gün genelindeyse ‘iyi günler’ diyerek güler yüz gösterirler. ‘Teşekkür ederim’ de en çok duyacağınız kelime gruplarından biridir. 5- Daha önceden yediğiniz adi kumru olan sandviçlerin hepsinin dandik olduğunu kabul edin zira İzmir'deki kumruyu İzmir'den başka hiçbir yerde yiyemezsiniz. 6- Aldığınız sandviç yarım ekmek gibi benzeri turu yiyecekleri herkesin ortasında çekinmeden yiyebilirsiniz kimse size dönüp de vay kâfir demez. 7- Eğer bugüne kadar kullandığınız en teknolojik kart akbil ise otobüse binmeden önce kentkart kullanmayı mutlaka öğrenin. Köyden indim şehire modu olmasın sonra. 8- Simit yoktur. Gev...

Gerçek Ticaret Mantığı

İki Yahudi arkadaş, piyasayı araştırdılar ve o sene haki renkte kumasin moda olacağını öğrendiler. Bütün varlıklarını paraya çevirdiler. Piyasadaki bütün haki kumaşları satın aldılar. Depoları bu renkteki kumaşlarla doldu. Ancak; kimsenin haki renkteki kumaşlara talip olmadığını gördüler. İki kafadar artık iflasın eşiğine gelmişlerdi. Moiz ve Aron dertli dertli oturuyorlardı. Bıçağın kemige dayandığı bir gün kapi çalındı ve içeriye bir albay girdi. 'Sizde haki renkli kumaş var mı ?' diye sordu. Kulaklarina inanamadilar. 'Evet albayim var, gösterelim' dediler. Albay dikkatle kumaslari inceledi 'çok begendim' dedi. 'Bu sene askerlere 200 bin, subaylara 50 bin adet haki renkte elbise yaptıracağız. Ancak tabi ki benim tek başıma beğenmem yetmez. Generalimin de olur demesi lazım.' Bana bir parça numune verin yarin saat 12.ye kadar telgraf çekersem iptal ettim demektir Eğer telgraf gelmezse kumaşları kesip imalata başlayabilirsiniz..' Ve albay numuneyi ala...

Güldüren kareler

Ingiliz Asaleti

1500'lerde Ingiltere'de isler söyle yapiliyordu : Insanlarin çogu Haziran'da evleniyordu Çünkü senelik banyolarini Mayis ayinda yapiyorlar, Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardi. Ama yine de kokmaya basladiklari için gelinler vücutlarindan çikan kokuyu bastirmak amaciyla ellerinde bir buket çiçek tasiyordu. Banyolar içi sicak suyla doldurulmus büyük bir fiçidan meydana geliyordu.Evin erkegi temiz suyla yikanma imtiyazina sahipti. Ondan sonra ogullari ve diger erkekler, daha sonra kadinlar, sonra çocuklar ve en son olarak ta bebekler ayni suda yikaniyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir seyleri kaybetmek mümkündü. Ingilizce'deki "banyo suyuyla birlikte bebegi de atmayin" (Don't throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.Evlerin çatilari üst üste yigilmis kamistan yapiliyor, kamislarin altinda tahta bulunmuyordu. Burasi hayvanlarin isinabilecekleri tek yer oldugu için...